3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



GÜVENİLİR EKONOMİNİN KRİTERLERİ

 

 

GÜVENİLİR EKONOMİNİN KRİTERLERİ

 
Bu yazımda bir ülkeyle ticari ilişki içinde olan veya böyle bir ilişki kuracak diğer ülkelerin karşı ekonomiye güvenmede referans aldığı kriterleri ele alacağım. Büyük devletlerin açık siyasi çıkarlarını,bölgesel emperyalist hedeflerini gözeterek uluslararası kabul gören bu kriterleri dikkate almadan gerçekleşen ticareti konumuz dışında tutacağım. Buna, büyük olmasa da, ülke rejimlerinin demokrasiden uzak olması nedeniyle diğerleriyle kurduğu çıkarla sarmalanmış ticari ilişkiler de dahildir.
 
Orta Doğu ziyareti kapsamında Katar'a giden ABD Başkanı Donald Trump'ın etkisiyle Katar Airways, Boeing'den 200 milyar dolarlık uçak satın alması söylediklerim için en yakın örnektir.

Öncelikle güven konusunu kavramsal bir çerçeve içinde ele alalım: Türk Dil Kurumu Sözlüğünde insani bir duygu olan güven kelimesinin karşılığı olarak şunlar yazıyor: “Korku, çekinme ve kuşku duymadan bağlanma duygusu, itimat, yüreklilik, cesaret”.
Oxford English Dictionary’de ise güven: “Confidence in or reliance on some quality or attrıbute of a person or thing or the truth of a statement “deniyor.   “Bir kişinin veya bir şeyin bir niteliğine veya özelliğine veya bir ifadenin doğruluğuna güvenmek veya dayanmak” olarak çevrilebilir.

İngilizcede güvenle ilgili “Trust, confident, assurance, reliability, security, safety, faith, believe, certainity, credulity, purity, innocence, naivety, refinement” kelimeleri karşımıza çıkıyor. Bizde ise “itimat” ile sınırlı bir kelime kıtlığı var. Özetle,  güven için temkinlilik adına karşımızdaki hakkında oluşan ön yargıların zamanla aşılmasıyla, sürekli gözden geçirilerek kökleşen bir duygu ya da tam tersi kaybolan bir duygu diyelim.

Ülke ekonomilerine gelince güven çeşitli kriterlere göre toplanan veriler üzerinde nicel ve nitel analizlere dayanıyor. Öyle ki ayakları yere basan, her aşamasında referansları olan bir ilişki sürecine göre yürüyor. Yıllarca ticaret yaptığın bir ülke tonlarca gıda ürününü standart dışı bularak gözünün yaşına bakmadan sınırlarından geri çevirebiliyor. Zira duygulardan çok somut çıkarlar ve beklentiler tayin edici oluyor.
Bir ülkenin ekonomisine olan güven, öncelikle o ülkede yaşayanların geçmiş-bugün-gelecek bağlamında kendilerini nasıl konumlandırdıklarıyla ilgilidir. Öte yandan bundan bağımsız olmayan biçimde uluslararası arenada yürüyen ticaretin nasıl etkilendiğiyle ilgilidir. Her iki açıdan da dünyaca kabul gören kriterlerin indeks değerleri yol gösterici olmaktadır.

Ekonomiye olan güven bir ülkenin finansal durumunu ve geleceğe dair beklentilerini sergileyen önemli bir göstergedir. Finansal koşullar, yasalar, ilgili mevzuat, iş dünyasının işleyişi, gelir beklentileri, istihdam oranları ve genel ekonomik görünüm gibi ilerleyen paragraflarda değineceğim birçok faktörden etkilenir. Kısaca inceleyelim:

1. Ülke içinde ekonomiye  güvenin yüksek düzeyde olması, en basit yönüyle yatırımların ve tüketimin artmasına, istihdamın ve ekonomik büyümenin hızlanmasına yol açar. Ekonomik güveni ölçmek için kullanılan Ekonomik Güven İndeksi, tüketicilerin ve üreticilerin ülke ekonomisine dair beklentilerini ve geleceğe dair güvenlerini ölçen bir bileşik indekstir. Bu indeks hizmet, perakende, sanayi ve inşaat sektörlerini kapsayarak geniş bir bakış açısı sunar. İndeksin 100'den büyük olması ekonomik iyimserliği, 100'den küçük olması ise kötümserliği gösterir. Ekonomide istikrarın sağlanması, mali disipline uyulması, enflasyonun kontrol altında tutulması ve işsizlik oranının düşürülmesi güvenin temellerini sağlamlaştırır. Tersine durumlarda ise yatırım kararları ertelenir, tüketim düşüşe geçer, gelecek endişesiyle tasarrufa dönük kararlar verilir. Bankacılık sistemine olan güvenin azalması da nakit tutmaya yol açar.

2. Bir ülkenin ekonomisine güvenmek için büyüme, düşük enflasyon, yönetilebilir borç, şeffaf yönetim ve istikrarlı kurumlar tetikleyici olmaktadır.
 
3. Tüketici Güven İndeksi tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut değerlendirmeleri ile geleceğe dair beklentilerini ölçen önemli bir göstergedir. Tüketicinin önümüzdeki 12 ay içinde aile bütçesinin nasıl değişeceğine dair beklentisi, işsizlik oranı tahminleri ve tüketim harcamalarındaki eğilimler bu indeksin bileşenleri arasındadır. İndeks, ülkemizde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) iş birliğiyle gerçekleştirilen Tüketici Eğilim Anketi sonuçlarına dayanarak hesaplanır. Avrupa Birliğinin belirlediği denge yöntemine göre hesaplanan indeks, 0-200 arasında bir değer alır. 100'den büyük olması tüketici güveninde iyimserliği, 100'den küçük olması ise kötümserliği gösterir. Bu indeks, yatırımcılar, üreticiler ve hükümetler tarafından ekonomik kararlar almak için yakından takip edilir. Eğer indeks düşüş eğilimindeyse, tüketicilerin harcamalarını kısması ve tasarrufa yönelmesi beklenir. Tersine, indeks yükseldiğinde tüketicilerin harcamalarını artırması ve ekonominin canlanması olasıdır.

4. Şurası bir gerçek ki yukarıda belirtilenlerden daha önemlisi güvenilir bir ekonomi için sosyal ve politik istikrarın varlığıdır.

Konuyu biraz daha açalım: Bir ülkenin ekonomisine güvenmek için önce ekonomik büyümenin istikrarlı olması, enflasyonun düşük ve kontrol altında tutulması, ulusal borç oranının (borç/GSYİH oranı) yönetilebilir seviyelerde olması gerekir. GSYİH büyüme oranı ve enflasyon oranı gibi göstergeler bu değerlendirmede anahtar rol oynar. Güvenilir bir ekonomi, dürüst ve etkili hükümetlere, kuruluş amacına uygun çalışan kamu kurumlarına, yolsuzluk ve rüşvetten uzak iş süreçlerine (Yolsuzluk Algılama İndeksi - CPI) ve hukukun üstünlüğüne dayanır. Şeffaf ekonomi, düzenli veri raporlaması ve hesap verebilirlik, iş yapma kolaylığı (İş Yapma Kolaylığı İndeksi sıralaması), yabancı doğrudan yatırım (YDA) çekiciliği gibi faktörlere bağlıdır. Sivil huzursuzluğun önemsiz düzeyde seyretmesi ve öngörülebilir politik sistemler, ekonominin güvenilirliğini artırır. Uluslararası ticarette olumlu bir denge, itibar, bir ülkenin küresel ticaretteki konumu, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşlara uyumu, kredi derecelendirme notları (Standard & Poor's, Moody's, Fitch Ratings), finansal piyasalarda oldukça önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkar. Öte yandan Kredi Risk Primi- CDS’nin düşük olması ekonomiye güveni destekler. Üretkenlik, girişimci sayıları, bu konudaki teşvik ve destekler, açılan/kapanan şirketler, Ar-Ge harcamaları ve altyapı kalitesi gibi yenilikçi unsurlar da çok önemlidir. Bu kriterler, ekonominin hem performansını hem de uzun vadeli güvenilirliğini değerlendirmek için bir çerçeve sunar.

İlginç bulduğum noktalardan biri rüşvet ve yolsuzluk algısının ülkeden ülkeye gösterdiği farklılıktır. Kültürel normlar, yaratılan zenginliğin nasıl paylaşıldığı, gelir adaleti, hukuk sistemi ve medya özgürlüğü gibi unsurlar bir toplumun yolsuzluğu nasıl algıladığını ve ona nasıl tepki verdiğini belirler. Bazı ülkelerde yolsuzluk, günlük yaşamın bir parçası haline gelirken, diğerlerinde ciddi bir suç olarak kabul edilebiliyor. Güçlü kurumlara sahip ülkelerde yolsuzlukla mücadele mekanizmaları etkili ve halkın bu tür olaylara karşı duyarlılığı da daha yüksek olabilir. Otoriter, totaliter rejimlerde veya hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu yerlerde, yolsuzluk yaygınlaşmakta ve halk tarafından kanıksanır hale gelebilmektedir. Gelir eşitsizliği yüksek olan ülkelerde, kamu görevlileri ve özel sektör çalışanları rüşveti bir gelir kaynağı olarak görebilir. Ayrıca, medya ve sivil toplum kuruluşlarının gücü, yolsuzlukların görünür hale gelmesini ve halkın bu olaylara vereceği tepkileri etkileyebilir. Sonuç olarak, yolsuzluk algısı, bir ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel yapısına bağlı olarak değişiyor. Yolsuzlukla mücadelede şeffaflık, hesap verebilirlik ve güçlü hukuki çerçeveler büyük önem taşıyor.

Bir ülkenin ekonomisine güvenmek hem nicel ekonomik göstergelere hem de nitel yönetim, istikrar ve sosyal uyum faktörlerine dayalı bir değerlendirme gerektirir. Böylece güvenilir bir ekonomi için gerekli kriterler detaylı bir şekilde ele alınır ve araştırmalara dayalı bir çerçeve sunulur. Ekonomik istikrar, bir ülkenin ekonomisine güvenin temel taşlarından biridir. Araştırmalar, istikrarlı GSYİH büyüme oranlarının, düşük ve kontrol altındaki enflasyon oranlarının ve yönetilebilir ulusal borç/GSYİH oranlarının, ekonomik güveni artırdığını göstermektedir. World Bank World Development Indicators sayfası, bu göstergelerin ekonomik performansın ölçülmesinde nasıl kullanıldığını detaylı bir şekilde açıklamaktadır. Ekonominin öngörülebilirliğini ve sürdürülebilirliğini yansıtan bu faktörler yatırımcılar ve işletmeler için güven kaynağıdır.

Bu noktada Dünya Bankasınca belirlenen göstergeleri sıralamak istiyorum. Her bir kriter için ilgili sayfada ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Büyüme ve ekonomik yapıyla ilgili olanlar

  • GSYİH (mevcut US $)
  • GSYİH büyümesi (yıllık%)
  • Tarım, katma değer (yıllık % büyüme)
  • Sanayi, katma değer (yıllık % büyüme)
  • Üretim, katma değer (yıllık % büyüme)
  • Hizmetler, katma değer (yıllık % büyüme)
  • Nihai tüketim harcaması (yıllık % büyüme)
  • Brüt sermaye oluşumu (yıllık % büyüme)
  • Mal ve hizmet ihracatı (yıllık % büyüme)
  • Mal ve hizmet ithalatı (yıllık % büyüme)
  • Tarım, katma değer (GSYİH'nin% 'si)
  • Sanayi, katma değer (GSYİH'nın% 'si)
  • Hizmetler, katma değer (GSYİH'nın% 'si)
  • Nihai tüketim harcamaları (GSYİH'nın% 'si)
  • Gayri safi sermaye oluşumu (GSYİH'nın% 'si)
  • Mal ve hizmet ihracatı (GSYİH'nın% 'si)
  • Mal ve hizmet ithalatı (GSYİH'nın% 'si)

Gelir ve tasarrufla ilgili olanlar

  • Kişi başına düşen GSMH, Atlas yöntemi (mevcut US $)
  • Kişi başına GSMH, SAGP (mevcut uluslararası $)
  • Nüfus, toplam
  • Brüt tasarruf (GSYİH'nın% 'si)
  • Partikül emisyon hasarı dahil olmak üzere düzeltilmiş net tasarruf (GSMH'nin% 'si)

Ödemeler dengesiyle ilgili olanlar

  • İhracat değeri İndeksi (2000 = 100)
  • İthalat değeri İndeksi (2000 = 100)
  • Alınan kişisel havaleler (GSYİH'nın% 'si)
  • Cari hesap dengesi (GSYİH'nın% 'si)
  • Doğrudan yabancı yatırım, net girişler (GSYİH'nın% 'si)

Fiyatlar ve ticaretle ilgili olanlar

  • Tüketici fiyat İndeksi (2010 = 100)
  • İhracat birim değer İndeksi (2000 = 100)
  • İthalat birim değer İndeksi (2000 = 100)
  • Net takas ticaret hadleri İndeksi (2000 = 100)

Emek ve verimlilikle ilgili olanlar

  • İstihdam edilen kişi başına GSYİH (sabit 2011 Satın Alma Gücü Paritesi-SAGP $)
  • İşsizlik, toplam (toplam işgücünün% 'si) (modellenmiş ILO tahmini)
  • Tarım, işçi başına katma değer (sabit 2010 US$)
  • Sanayi, işçi başına katma değer (sabit 2010 US$)
  • Çalışan başına katma değer sağlayan hizmetler (sabit 2010 US$)

Kurumsal yapılanma bir ekonominin güvenilirliğini doğrudan etkiler. Dürüst ve etkili hükümet kurumları, rüşvet ve yolsuzluktan uzak kültür, özgür basın, bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğü ekonomik istikrarın temelini oluşturur. Bu bağlamda Yolsuzluk Algılama İndeksi (CPI) sıkça kullanılan bir göstergedir. Şeffaf ekonomik veri raporlaması, özgür basın ve bağımsız kamu finansının denetimleri, hesap verebilirliği artırarak ekonomiye olan güveni pekiştirir. Deloitte Insights'ın Connecting trust and economic growth raporu, güvenin ekonomik refaha etkisini detaylı bir şekilde ele almakta ve kurumsal yetkinliğin (vaatleri yerine getirme yeteneği) önemini vurgulamaktadır.

İş ortamının güvenilirliği, bir ekonominin çekiciliğini artırır. İş Yapma Kolaylığı İndeksi sıralaması, yabancı doğrudan yatırım (YDA) çekiciliği ve finans sektörünün istikrarı, bu bağlamda kritik göstergelerdir.
Pozitif ticaret dengesi veya cari hesap, ekonominin uluslararası güvenilirliğini artırır. Ayrıca, üretkenlik ve yenilikçilik, iş gücü verimliliği büyümesi, Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ye oranı ve patent başvuruları gibi göstergelerle değerlendirilir. Deloitte Insights, güvenin uzun vadeli yatırımları ve Ar-Ge'yi teşvik ettiğini, bu da ekonomik performansı artırdığını belirtir.
Sağlam mali politikalar (örneğin, dengeli bütçeler veya düşük bütçe açığı) ve bağımsız, güvenilir bir merkez bankası, ekonomik güvenin temel taşlarındandır. Düşük volatiliteye (finansal varlıkların veya piyasa fiyatlarının zaman içinde görece istikrarlı ve az değişken olması) sahip istikrarlı bir para birimi, uluslararası ticaret ve yatırım için önemlidir. Hukuki çerçeve, etkili bir yargı sistemi, güçlü fikri mülkiyet hakları koruması ve sözleşme uygulaması ile desteklenir. Bu faktörler, ekonomik faaliyetlerin güvenilirliğini artırır ve yatırımcı güvenini pekiştirir.
Yüksek kaliteli eğitim ve sağlık sistemleri, ekonomik büyümeyi destekler ve sosyal refahı artırır. Ulaşım, enerji ve iletişim altyapısının iyi geliştirilmiş ve bakımlı olması, ekonomik faaliyetlerin verimliliğini yükseltir. Bu unsurlar, ekonominin genel güvenilirliğini ve sürdürülebilirliğini destekler. 

Bütün bu yazılanların, ekonomimizin içinde bulunduğu durumu neden-sonuç bağlamında, ayakların yere bastığı değerlendirmeler için yol gösterici olmasını bekliyorum. Bilimin ışığında araştıran ve sorgulayan olmaya devam etmenizi yürekten diliyorum.