OLAĞANÜSTÜ UZUN BİR YOLCULUĞUN KISA HİKAYESİ

Derin uzayda insan yapımı bir makine
Dünya meselelerini bir an olsun kenara bırakarak yönümüzü uzaya çevirelim: Henüz insan yapımı hiçbir uzay aracı NASA'nın Voyager 1'inden daha uzaklara gidemedi. Voyager 1 Jüpiter ve Satürn'ün yanından geçmek için 1977 yılında Voyager 2'den sonra fırlatıldı, ancak daha hızlı bir rota izleyerek asteroit kuşağını ikizinden daha erken geçti ve 15 Aralık 1977'de Voyager 2'nin önündeydi.
1 Ağustos 2012'de yıldızlararası uzaya geçti ve veri toplamaya devam ediyor.
Voyager 1 neler yaptı?
- Satürn'de, beş yeni ay ve G halkası adı verilen yeni bir halka buldu.
- Jüpiter'in etrafında ince bir halka ve iki yeni Jüpiter uydusu keşfetti: Thebe ve Metis.
- Güneş Sistemi'nin koruyucu kalkanı heliosferi’i geçen ikiziyle birlikte ilk uzay aracı oldu. Bu kalkan Süpernova gibi kozmik olaylardan gelen zararlı ışınları engelleyerek gezegenleri korumaktadır.
- Voyager 1’in ağırlığı 721.9 kilogramdır.
- Voyager'ların her biri, 30 santimetre çapında altın kaplama bakır disk şeklinde potansiyel dünya dışı varlıklara bir mesaj taşıyor.
- Pioneer 10 ve 11'deki plakalar gibi, Voyager'da Dünya'nın birkaç pulsara göre konumunu gösteren yazılı sembollere sahiptir. Kayıt, bir vinil plak çalara benzemektedir.
- Diskteki ses, 55 dilde selamlama, Dünya'daki yaşamdan 35 ses (balina şarkıları, kahkahalar vb.), Mozart ve Bach'tan Chuck Berry ve Blind Willie Johnson'a kadar her şeyi içeren 90 dakikalık müzik içerir.
- Ayrıca, Dünya'daki yaşamın 115 görüntüsünü ve o zamanki ABD Başkanı Jimmy Carter ve o zamanki BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim'ın kaydedilmiş selamlarını içeriyor.
- Bu donanım, Voyager’ı sadece bir uzay aracı değil, aynı zamanda bir kültürel elçi haline getiriyor.
10 Ağustos 2025 itibariyle Voyager 1, insanlar tarafından yapılan en uzağa gitmiş, hızı saniyede 17.0 km hızla ilerleyen bir araçtır. Şu anda Dünya’dan 24.140.100.000 km uzaktadır. Voyager 2 ise 2018 yılında yıldızlararası uzaya girdi. Dünya’dan uzaklığı yaklaşık 20,9 milyar kilometrede. Hızı Dünya’ya göre saniyede 37,4 km, Güneş’e göre saniyede 15.3 km.
Voyager1’in donanımı nasıl?
- Mesajlar ona 22 saatte ulaşıyor. İletişim yüksek kazançlı anten ile NASA'nın Derin Uzay Ağına veri gönderimi ile kuruluyor.
- 3,7 m çapında anten, 16 m uzunluğunda sensör bomları (uzay aracından dışarı doğru uzanan kollar) var
- 1977’de fırlatıldığında, Voyager 1 güçlü bir roketle uzaya gönderildi. Bu roket, Dünya’nın yerçekiminden kurtulması için gerekli ilk ivmeyi sağladı. Jüpiter ve Satürn’ün yanından geçerken bu dev gezegenlerin yerçekimini akıllıca kullandı. Bu manevralar, uzay aracının hızını artırmak için bir tür “kozmik sapan” görevi gördü. Gezegenlerin ötesine geçtikten sonra Voyager 1, artık Güneş’in yerçekimi etkisinden büyük ölçüde kurtulmuş durumda. Bu nedenle, herhangi bir frenleme olmadan sabit hızla yıldızlararası uzayda ilerliyor.
- Komut ve veri işleme için üç ayrı bilgisayar yalnızca 69.63 KB RAM kullanılıyor.
- Bilgisayarlar Assembly dili ile programlandı. Çünkü bu dil, donanım seviyesinde doğrudan kontrol sağlamayacağı için o dönemin sınırlı işlem gücü için en verimli çözüm olarak görüldü.
Her şey iyi niyetle yapılmış. Ancak Voyager 1 ve ikizinin misyonu bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz uzaylı istilası olur mu sorusunu da akla getiriyor.
Uzaydaki konumumuzu gösteren diskler ve ses kayıtlarının umarım uzaydaki varlıkların bizi bulmasını sağlayarak, Hawking’in, endişelerini gerçekleştirmez. Çünkü Stephen Hawking’in uzaylılarla temas konusundaki çekincesi, bilimsel sezgiyle harmanlanmış bir tarihsel gözleme dayanıyor. Ona göre, gelişmiş uygarlıklarla iletişim kurmak insanlık için büyük bir risk taşıyordu. Hawking, insanların daha az gelişmiş toplumlarla karşılaştığında genellikle yıkıcı sonuçlar doğurduğunu hatırlatıyordu. Üstünler zayıfları ezmektedir. Kristof Kolomb’un Amerika’ya gelişi gibi örnekler, bu tür temasların ilkel toplumlar için felaketle sonuçlandığını gösteriyor.
Endişelerinin dayanakları:
- Gelişmiş uygarlıklar tehlikeli olabilir: Eğer bir uzaylı medeniyet mesajlarımızı alırsa, bizden milyarlarca yıl ileride gelişmiş olabilir. Bu durumda bizi, bakteriler kadar önemsiz görebilirler.
- Karanlık Orman Teorisi: Hawking’in görüşü, Liu Cixin’in çığır açan “Üç Cisim Problemi” başlıklı bilimkurgu romanında geçen bu teoriyle örtüşüyor. Teoriye göre, evrendeki her uygarlık potansiyel bir tehdit olabilir ve bu yüzden gizlenmek en mantıklı stratejidir.
- Hawking, uzaylıları dinlemeyi destekliyordu ama onlara sinyal göndermenin tehlikeli olabileceğini düşünüyordu. Varlığımızı duyurmak, düşmanca bir türün dikkatini çekebilir. Hawking’in yaklaşımı, bir ormanda yürüyen bir gezginin sessiz kalması gibi. Gürültü yaparsa, dost canlısı bir yaratık yerine avcı bir yırtıcıyı çekebilir. Bu yüzden “evrensel tevazu” öneriyordu.
Bütün bunlara rağmen Voyager 1 yolculuğuna devam ediyor. Bu yolculuğa ışık hızında bir araçla çıkılsaydı, yaklaşık 22 saat 40 dakikada Voyager1’in şu an bulunduğu yere ulaşılırdı. 48 yılda gide gide 1 arpa boyu yol alınmış değil mi? Bir ışık günü bile değil…
Evrenin büyüklüğü Nihilist bakışla insanı, kendini mikroskobik gördüğü, koskoca evrende bir nokta bile sayılmayan, değerler, inançlar, çabaların boşuna ve anlamsız olduğu gibi düşüncelere kaptırıyor.
Ancak bu yaklaşıma karşı anlam yoksa, onu biz yaratırız, küçüklüğümüz değil, yaratıcılığımız önemli diyen Varoluşçu yaklaşımla aramaya, keşfetmeye devam etmekten başka bir çare yok görünüyor. Uzay teknolojisine sahip ülkeler bu çabalara her geçen gün daha fazla katılıyor. Uzaydaki rekabetin insanlık adına ilerlemesi herkesin dileği olmalı!
En önemlisi bugünden yarına gelecek nesillere bu gezegeni, olmazsa evrende başka gezegenlere yolculuk imkanlarını yaratmak gerekiyor.
Voyager 1’in 48 yıl öncesine ait bir teknolojiyle çalışıyor olması nedeniyle NASA mühendislerinin hakkını vermek gerekiyor. Bu başarının en önemli mesajı: Hawking'in görüşü orada dursun, insanoğlu dünyanın zenginliğini adil ve eşit paylaştığında barış içinde kardeşçe yaşanan bir gezegen kıldığında nelerin olacağıdır. Kaynakların verimli kullanımı, dünyanın kendini yeniden üretmesini sağlayacak planlı üretim ve tüketim, çevre duyarlığı, sağlıklı toplumlar, çağdaş yaşam, bilgi paylaşımıyla evrenin keşfedilmesinde ne kadar yol alabileceğimizi hayal edebiliyor musunuz?
Bu bir ütopya mı? Umarım her şeyi mahvetmeden bu gerçeklerin farkına varılır.
#voyager1 #derinuzay #uzaydakikültürelçisi #voyager2 #nasa #indepth #culturalambassadorinspace #depthspace
Kaynak: science.nasa.gov; www.slashgear.com ; theskylive.com/voyager1-tracker ; http://www.geonius.com